BATUM GEZİ REHBERİ

                                             BATUM GEZİ REHBERİ-GÜRCİSTAN

                                                           ( 05-07.07.2017)

          Batum'u gittik gezdik. Gürcistan’a Hopa sınır kapısından giriş yaptık. Sınır kapısına ne kadar erken saatte giderseniz o kadar rahat geçersiniz. Çünkü çok kalabalık. Biz arabamızla geçiş yaptık. Arabada sadece Şoför kalabiliyor. Diğerleri yaya geçiş yapabiliyor. Sınırda ilaçlarla ilgili bir sıkıntı var. İlaçların geçişine izin vermiyorlar. Kendi dillerine çevrilmiş reçete istiyorlar. Biz çok tereddüt ettik. Arabada bıraktım alırlarsa artık yapacak bir şey yok. Almadılar daha doğrusu arabayı aramamışlar. Birkaç saat beklemeyle sınırdan geçtik. Pasaport olmadan sırf Nüfus cüzdanı ile de geçilebiliyor. Böylece Batum’a  giriş yapıyorsunuz. Güzel bir doğa sizi bekliyor. (Bu arada tuvaletler iğrenç.)

 Burada navigasyon pek bir işe yaramıyor. Navigasyon Batum’un arka sokaklarına yönlendiriyor. Sahilden uzaklaşmayın çok da tekin yerler değil. Türkiye’den sırf kumar oynamak için günübirlik gelenler çok muş. Biz sahilde üç kuleden oluşan Orbi Sea Tower hotelinde kaldık. Fiyat olarak gecelik 100 gel ödedik. Odada mutfak ve çamaşır makinası var. Otele sizi kim yerleştirirse çıkana kadar sadece o kişi sizinle ilgileniyor. Onun dışında kimse sizinle muhatap olmuyor. Odanın malzemeleri sadece o odaya ait. Asansöre biniş için şifre veriyorlar. Güvenlik için iyi bir uygulama. Arabamızı da kameranın görüş alanına park etmemizi istediler. Beklentinizi yüksek tutmazsanız fena değil.

          Batum sahil kenti olduğu için deniz için gelenler çok. Sahil çok güzel. Biz Temmuzda gitmemize rağmen deniz çok dalgalıydı. Gün batımı çok güzel. Sahil boyunca yürüyüş yapın. Biraz uzun bir yol ama sizi çok güzel bir yere götürecek. Ünlü Ali & Nino heykeli. Biz hareketli halini göremedik. Bu hali bile hikayeyi bilince çok güzel. Kurban Said’in başyapıtı olan Ali ve Nino kitabından esinlenilmiş. Farklı kültürlere ve dinlere sahip aşıkların hikayesi. Ali Bakü’lü Nino batılı kültüre sahip, iki genç lise yıllarında aşık olurlar. Birçok engele rağmen evlenirler ama bir süre sonra savaş çıkar ve Ali savaşta ölür. Tiflisli heykeltıraş Tamara Kvesitadze’nin göz kamaştırıcı heykeli bu öyküden esinlenerek ortaya çıkıyor ve 2010’da açılışı yapılıyor. Bu heykelin yakınında 2000 yıllık alfabelerinin bulunduğu Alfabe kulesi var. Gürcü alfabesinin 33 harfi yer alıyor. Onun içine de girilebiliyor. Biz yağmur zamanına denk geldik o yüzden iyi görüntü alamadık. 

       Ayrıca burada teleferikle çıkılan bir dağ var. Oranın da manzarası güzel. Özellikle orda Batum’a özgü bir pide var  haçapuri  ondan yemenizi tavsiye ederim çok lezzetliydi.  İçinde peynir ve üstüne yumurta kırılmış. Yediğimiz diğer yerlerde bu lezzeti bulamadık. Biz pek lezzet avcısı değiliz ama yediğimiz güzel yiyeceklerden az da olsa bahsedeceğim.

        Batum’un simgelerinden biride botanik bahçesi. Dünyanın her yerinden ağaç ve bitkiler var. Biz Batum’da gezerken toplu taşıma araçlarını kullandık. Botanik bahçesine de minibüsle gittik. Güzel ve oldukça büyük bir bahçe. Biz boydan boya yürüyerek bir buçuk saatte gittik. Dönüşü park içinde ulaşımı sağlayan elektrikli vagonlarla yaptık. Parkın içinde çadır alanları da var. İsteyen izin alarak çadırını kurabiliyor. İki gece kaldık .Batum için yeterli. Tabi zamanınız varsa cevrede görülecek daha birçok yer var. 

         Şehrin arka sokakları çok bakımsız. Sahilin bir arka sokağına gidince sanki başka bir yere gitmiş gibi oluyorsunuz. Sovyet döneminde kalma bitişik nizam yapılmış çok büyük binalar mevcut. Ama artık onların yerini büyük gökdelenler şeklinde lüks binalar alıyor.  Gürcistan hakkında çok olumsuzluklar okuduk ama gezimiz boyunca hiçbirine denk gelmedik. Buradan Tiflis’e doğru yola koyulduk. Yol boyu çok güzel köylerden geçtik. Yeşile doyduk. Ama benzin istasyonları tarihin sayfalarından fırlamış gibiydi.

Buradan Tiflis'e gittik.