gittik gezdik: Eylül 2021

ST. PIERRE KİLİSESİ

09. 2021

St. Pierre Kilisesi

ST. PIERRE KİLİSESİ "Dünyanın ilk mağara kilises" oiarak kabul edilen Saint Piorre (Aziz Potrus) Kilsesi; Stauris (Hac) Dağ'nin batısmda yer almaktadır. M.S. 11-12. yüzyılda magaraya sütun ve kemer gibi eklentiler yapılarak 3 nefli bir kiliseye dönüştürülmüştür. Doğal bir mağara olan kilisenin daş cephesi kesme taşlarla yapılmıştır. Mağara, 13 m. derinliğinde 9.5 m. genişliğinde 7 m. yüksekliğindedi.

St. Pierre Kilisesi

Kilise içerisinde kayalardan sızarak toplanan su vaftiz için uzun yıllar kulanalmaştır. Tabanda ve yan neflerde M.S. 4-5. yüzyıla ait büyük bir kısmı tahrip olmuş mozaikler bulunmaktadır. Ortada bulunan taş sunağın üzerindeki St. Pierre Heykeli 1932 yılında yerleştirilmiştir. Hz Isa'nın 12 havarisinden birl olan St. Pierre Hatay'a gelerek Hk dini toplantılarını bu magarada gerçekleştirmiş ve Hz. isa'ya Inananiara ilk kez bu kilisede "Hristiyan" adı verilmiştir.

St. Pierre Kilisesi Mozaikleri

İsa'nın 12 havarisinden biri olan Aziz Petrus'un gerçek adı Simon'dur. Kaya anlamına gelen "Petrus" ismini Hz. İsa koyarak "benim cemaatim bu kaya üzerine kurulacak" demiştir. Katolik Kilisesi'ne göre ik Papa ve isa'nın varisidir. M.S. 67 yılında Imparator Nero tarafhndan Roma'da çarmıha gerilerek öldürülmüştür. Doğu Hristiyan geleneği tarafından Antakya'nın ilk patriği olarak görülür. Kilisenin yaygın olarak kullanilan ismi olan St. Pierre (Fransizca Tas) anlamına gelmektedir. St. Piere Kilisesi 1963 yılında Papa VI. Paul tarafından Hiristiyanlar için Hac merkezi ilan edilmiştir.

St. Pierre Kilisesi

St. Pierre Kilisesi kapı girişi mozaği

St. Pierre Kilisesinden Antakya

Müze kartı geçerli.

HARBİYE ŞELALESİ

Antakya'ya geldiğinizde görmeniz gereken yerlerden biri de Harbiye Şelalesi. Ayrıca Çarşısını gezip Antakya'nın yemeklerinden deneyebilir ve baharatlarından alabilirsiniz. Özellikle halkın gittiği lokantalarda tadacağınız kebapları gerçekten lezzetli.

Harbiye Şelalesi

Hatay Dafne'de birçok kaynak suyu şelaleler oluşturduktan sonra Asi nehrine karışıyor. Tarihte su kaynağından dolayı hep yerleşim yeri olarak kullanılmış.

Harbiye Şelalesi

Dafne ismi Mitoloji tarihinde Nehir Tanrısının kızının peşinden koşan aşk, şiir ve müzik tanrısından Apollo'dan kurtulmak isteyen Daphne'nin hikayesinden gelir. Zeus’un oğlu Apollon, bir ırmakta yıkanan Defne’yi görmüş ve ondan çok hoşlanmıştır. Işık Tanrısı Apollon Daphne (Defne)’yle sevişmek için içinde büyük bir arzu duyar. Tanrılarla sevişen kadınların başlarına neler geldiğini de bilen Defne, ışıkların tanrısı Apollon’un onun ile konuşmak isteğini de reddedip kaçmaya başlar. Çapkın bir Tanrı olan Apollon onun peşinden koşar. Defne’yi mutlaka yakalamak istemektedir. Defne, Apollon’un nefesini saçlarının arasında duyunca yakalanacağını ve Apollon’un elinden kurtulmayacağını anlar. Apollon’dan kaçan Defne, Antakya’nın Defne ( Harbiye ) şelalelerinin olduğu yere kadar gelir. Hiçbir kurtuluş imkanı kalmadığını anlayan Defne, ayağı ile toprağı kazıyarak: “Ey toprak ana, beni ört, beni sakla, “ diye acıyla haykırır. Tanrıya yalvaran Daphne'nin yakarışlarını duyan toprak ana, Daphne'nin bedenini ağaca, kollarını dallara ve saçlarını da yapraklara dönüştürür. Şelalenin oluşumunun ise Dapne'nin gözyaşlarından oluştuğuna inanılmaktadır. Defne bütün yıl koku veren ve yaprakları hiç solmayan ağaçlardan birisidir. İlacı, sabunu, kokusu, güneşli yerlerde yetişmesi, güneşli yerleri sevmesi, her mevsim yeşil kalır.

Harbiye Şelalesi

Harbiye Şelalelerine Uzun Çarşıda kalkan minibüslerle veya kendi arabanızla gidebilirsiniz. Burada birçok restaurant ve çay bahçesi var. Aslında bu çok da iyi bir şey değil. Doğa bayağı tahrib edilmiş.

Harbiye Şelalesi

Yıllar önce gittiğimde daha çok su vardı.

HATAY ARKEOLOJİ MÜZESİ

09. 2021

Hatay Arkeoloji Müzesi Girişi

2014 yılından itibaren ziyaretçilere hizmet vermektedir. Dünyanın en büyük mozaik müzesi ünvanını Zeugma Mozaik Müzesinden almıştır. Muhteşem bir müze. Kesinlikle zaman sınırınız olmadan gezin. Her sergilenen ürünün yanına bilgileri yazılmış. Onları okuyarak gezmek daha yararlı olacak. Bizim zaman kısıtlamamız vardı. O yüzden tekrar gitmek istediğim yerlerden biri oldu.

Müzede, Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Hitit, Hellenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı döneminden pek çok önemli eser yer almakta olup ayrıca sergilenen mozaiklerin toplam alanı 3250 m2 yi bulması nedeniyle, dünyanın en büyük mozaiklerinin sergilendiği müze unvanına da sahip olmuştur. Müzenin zengin koleksiyonunu; merkezi Antakya olmak üzere İskenderun, Daphne (Harbiye), Tell Atçana, Tell Tayinat, Samandağ (Seleukeia Pieria), Erzin (Epiphaneia), Dörtyol, Altınözü, Kırıkhan, Hassa ilçelerinde yapılan kazılardan çıkan eserler oluşturuyor. Çoğu Roma dönemine ait olan mimari ve diğer buluntular bölgenin ihtişamını gösteriyor.

Hatay Arkeoloji Müzesi

Hatay’da yaşam günümüzden önce 43.000 ile M.Ö.17.000 yılları arasında Üçağızlı Mağarası’nda başlamiş. Hatay Arkeoloji Müzesi yeni sergi alanına Samandağ İlçesi, Meydan Köyünde bulunan Üçağızlı mağarası canlandırılması ile girilmektedir.

Kral Suppiluliuma Heykeli veÇift Aslanlı SSütun Kaidesi

Hatay Arkeoloji Müzesi

Mozaik koleksiyonu açısından dünya birincisi olan Hatay Müzesinde M.S.2-5. yüzyıllar arasına ait mozaikler mimari mekan canlandırmalarıyla birlikte sergilenmektedir.

Hatay Arkeoloji Müzesi

Dionysos ve Ariadne Evi

“Terkedilmiş Ariadne Mozaiği”, “Yakto” ve “Satyr ve Hermaphroditos Mozaği”, “Mevsimler Mozaiği”, “Venüsün Doğuşu Mozaiği”, “Artemis Mozaiği” ve “İskelet Mozaiği” müzenin en dikkat mozaikleri arasındadır. Şuppiluliuma Heykeli, Arsuz Stelleri, Asur Ortastadı, Tyche Heykeli, Antakya Lahdi ve Çift Aslanlı Sütun Kaidesi de mutlaka görülmeli.

Giriş Ücreti : 40 TL. Müze kartı geçerli.

Üstteki Mozaik Perseus-Andromeda ve Bakhalar Mozaiği

Üstteki Talassa Deniz Mozaği

Hatay Arkeoloji Müzesi

Apolausis Hamamı Soteria Mozaği

Hatay Arkeoloji Müzesi

Okeanus ve Bellerofon Mozaiği

İskelet Mozaiği

Rahat ve keyifli bir şekilde betimlenmiş olan erkek iskelet figürünün sağında iki somun ekmek ve çift kulplu bir amphora yer alır. Sahnenin üst kısmındaki EUOPOCYNOC (Euphrosynos) yazıtı "neşe, neşelen, mutlu ol, hayata katıl" anlamına gelmektedir.

Hatay Arkeoloji Müzesi

Kaynak: https://muze.gov.tr/muze-detay?SectionId=HTY01&DistId=HTY

http://www.hatay.gov.tr/arkeoloji-muzesi

ADANA TAŞ KÖPRÜ

09.2021

Adana Taşköprü

Adana Taş Köprü Seyhan Nehri üzerindedir. Seyhan ve Yüreğir ilçelerini birbirine bağlar. IV. (385) yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmıştır. Adana Arkeoloji Müzesi’nde bulunan kitabesine göre 1700 yıllık olan köprü Roma İmparatorluk Dönemi’nde “Auxentios” adlı bir mimar tarafından yapılmıştır.

Adana Taşköprü

Taş Köprü 319 metre uzunluğunda ve 13 metre yüksekliğindedir. 21 kemerinden 14’ü ayaktadır. Ortadaki büyük kemerde iki aslan kabartması görülmektedir. Dünyanın halen kullanılan en eski köprülerden biri olarak bilinmektedir. 2006 yıllında geçirdiği onarımdan sonra köprü araç trafiğine kapatılmıştır.

Taşköprü

Adana Taşköprü

MERKEZ SAPANCI CAMİ

Merkez Sapancı Cami

Taşköprü’den Adana’nın en büyük camisi olan Merkez Sapancı Camisini görebilirsiniz. Yapımı uzun yıllar almış olan cami 6 minareli bir cami.

Merkez Sapancı Cami

1998 yılında hizmet vermeye başlayan Sabancı Merkez Cami toplam 58.900 m2 alan üzerinde kurulmuş olup, 12.900 m2 kapalı alana sahiptir. Cami, 28.500 kişiye ibadet imkanı sağlayabilmektedir.

Seyhan Irmağı kenarında görkemli bir yapıya sahip olan 6 minareli Sabancı Cami'nin 32 metre çapındaki kubbesi sekiz fil ayağı üzerine oturmaktadır. Kubbenin namaz kılınan kottan itibaren yüksekliği 54 metre’dir. Ana gövdeye bitişik dört minare 99 metre, son cemaat mahallindeki iki minare ise 75 metre yüksekliktedir.

Merkez Sapancı Cami

Caminin projesi yarışma sonucu seçilen Mimar - Mühendis Necip Dinç tarafından yapılmış ve yapım esnasında müşavirlik ve uygulama aşamalarını da yürütmüştür.
( kaynak: https://www.sabancivakfi.org/tr/sosyal-tesisler/adana/sabanci-merkez-cami)

BABADAG FETHİYE

27.08.2021

Babadağ 1700m.

Babadağ Dünyanın dört bir yanında yamaç paraşütü meraklılarını kendine çeken ve 1990’lı yıllardan bu yana yamaç paraşütü için kullanılan 1956m. rakımlı. Muğla’nın Fethiye ilçesinde Ölüdeniz bölgesinde bulunmakta.

Babadag'dan Fethiye

Doğa tutkunlarının eşsiz ölüdeniz manzarasını daha rahat izleyebilmesi ve yamaç paraşütü tutkunlarının Babadağ’a daha kolay ulaşımın sağlanması için hayata geçirilen teleferik, telesiyej ve günü birlik sosyal tesislerin yapılmış.

1700m. Paraşut Pisti

Babadağ'dan Kelebekler Vadisi

Yamaç paraşütü için en iyi noktalardan biri olan Babadag'da 1200m ve 1700m lerde teleferik, devamında 1800m ve 1900m lere telesiyejle devam edebiliyorsunuz. Fethiye, ölüdeniz ve kelebekler vadisini gören bir yer. Çok güzel hazırlanmış ve uygun fiyatlı. Çıkış 80tl. Sabah 8 den akşam 23 e kadar açık. Biz sabah gittik ama bence günbatimi saatinden daha güzel olur. Yamaç paraşütü yapanlar manzaraya ayrı renk katıyor.

Babadağ'dan Ölüdeniz

1700m. den sonra telesiyejle gitmek zor gelirse, minibüslerle de gidebilirsiniz. Ama telesiyejden korkmuyorsanız tavsiyem deneyin çok güzel. Yiyecek ve içecek alınmıyor. Orada birçok restaurant ve cafe var. Şimdilik fiyatlar makul.

Babadağ 1800m.

Teleferikten Ölüdeniz

KAKLIK MAGARASI

5 Eylül 2021

Kaklık Magarası

Denizli il merkezine 30 km. mesafede Honaz ilçesi Kaklık Kasabasındadır. Mağaraya girerken ayağınızda sandalet veya deniz ayakkabısı olsun. Çünkü yürüyüş yolu suyla kaplı.

Kaklık Magarası

Kaklık Mağarası damlataşı, sarkıtları ve dikitleriyle süslü. Pamukkale’de bulunan travertenlere benzer traverten basamakları mevcut. Küçük Pamukkale veya Mağara Pamukkale olarak adlandırılmaktadır. Mağara içerisinde bol miktarda termal su bulunmaktadır. Berrak, renksiz ve kükürt kokulu. Mağaraya girişte bu koku sizi karşılıyor.

Kaklık Magarası

Ayrıca mağaranın yakınında ziyaretçilerin istifadesine sunulmak üzere yapılan yüzme havuzu, küçük amfi tiyatro, seyir alanları, kafeterya ve kameriyeler mayıs 2002 tarihinden itibaren turizmin hizmetine sunulmuştur.

Kaklık Magarası

2 milyon yıl önce oluşumu başlamış. Düden-kaynak, çöküntü obruğu konumlu aktif bir mağara

Kaklık Mağarasının doğrudan gün alan ve sürekli damlayan veya akan duvarlarında, sık bir yosun ve küçük yapraklı sarmaşık türü bitkiler gelişmiştir. Aydınlanmaya bağlı olarak gün içinde yeşilin değişik tonlarını alan bu bitkiler, mağaraya ayrı bir güzellik katmıştır.

Kaklık Magarası

Doğal koruma alanı. 190 metre uzunluğundaki Kaklık Mağarası'na ahşap merdivenlerle iniliyor. Daire şeklinde tahta yolu ile travertenlerin etrafında dolaşma imkanı sunuyor.

Berrak, renksiz ve kükürt kokulu termal su, yılın her mevsiminde 24 ile 25 derece sabit sıcaklıktadır.

Kuzeybatı-güneydoğu yönünde 65 m. , kuzeydoğu-güney batı yönünde 40 m. uzunluğunda olan mağaranın daire şekilli olan girişi 13x11m. boyutundadır. Girişe göre en derin noktası -14 m. ve toplam uzunluğu 190 m. mağaranın güneybatı kenarında ikinci bölümü yer almaktadır. Yaklaşık olarak 40 m. devam eden bu bölümün içi yeni çökmüş bloklarla kaplıdır. Buna karşılık ana galerinin hemen hemen tamamı mağara dışından çıkan ve büyük bir bölümü , şelaleler yaparak mağara akan kaynak sularının oluşturduğu travertenlerle kaplıdır basamaklar halinde havuzlardan oluşan ve tavanın çökmesi sonucu meydana gelen bloklar üzerinde gelişen beyaz renkli bu travertenler , Pamukkale’nin küçük bir benzeridir.